Karadag

Podgorica

Güzellik bazen sadece küçük olan için geçerlidir. Öyle büyük olmaya büyüklük taslamaya gerek yok. Podgorica kendi sıkletinde küçük de olsa büyük bir başkent. Başkent olmayı da hak edecek kadar yeterli. Fazlasına ne gerek var. Dağların ardında bir avuç içi kadar mutluluk gibi. Osmanlı’dan kalma birçok eserin yanında saatsiz saat kulesinin hala ayakta kalması da onca savaşa rağmen bir mucize gibi. Kilisesiyle göz dolduran Podgorica, Hercegovacka Caddesi’nde şehrin merkezinden alışverişin başlangıç noktasını oluşturuyor.

Bir vadi olarak konumlanan şehrin kenarından süzülen Moraca Nehri’nin döküldüğü Skadar Köprüsü ve çevresi görülmeye değer. Sularının renk değiştirdiği yerde sizin de o duygudan o duyguya geçişinizde salınımlar olabilir... İşte Milli Parkın iç ferahlatan yapısı sizi burada, bu küçücük yerde kocaman hissettiriyor. Nefes, biraz daha nefes...

Kotor

Surlarla çevrili inanılmaz bir yer Kotor. Koyun etrafına konuşlanmış, doğayla bütünleşmiş ve onunla hiç bozulmadan Adriyatik'e yelken açmış bir saklı bahçe. Bir liman şehir. Sokaklarından merdivenlerine, evlerinden kafelerine kadar müthiş bir dekor gibi tarihin derinliklerine giden bir belgesel şehir... Hiç kıpırdaman dahi saatler geçirilebilecek bir dinginliğe sahip şehir...

Stari Grad’daki (Eski Şehir) meydanlar şehrin tüm caddelerinin birleştiği sizi bütünleştirdiği yerlerdir. Kotor Kalesi de bu muhteşem güzelliğin tepeden görüntüsü. Olta atsanız gelecekmiş gibi tüm balıklar ve gözünüzü kapasanız değecekmiş gibi gökyüzü... Tüm şehrin göbeğini oluşturan taş binalar, şehri doğayla iç içe kılan sokaklar, saat kulesi ve katedralleri, şifa dağıtan Meryem Ana Kilisesi, Katolik Aziz Tyrphon Kilisesi’yle korunan, tarihi tiyatrosuyla hepsi şehre kimliğini veren 12. yüzyıldan beri kendisiyle barışık bir şehir. Keşfetmek bir adım ötede...

Budva

Denizin hemen yanı başında 2500 yıllık oldukça büyüleyici bir sahil kasabası. Surlarıyla ve limanlarıyla yıllarca bir üs gibi kullanılsa da Adriyatik'e karşı Dans Eden Kız heykeli sizi bugünün sıcak atmosferinde tüm cazibesiyle karşılıyor. Bir hoş geldin dansı adeta. Hoş buluyoruz gerçekten. Sveti Stefan özellikle. Yağlı boya bir tablo gibi, konumu, yerleşimi ve renkleri... Nasıl bir bütünlük içerisindedir ki Adriyatik'e kafasını uzatmış en uçtan bakıyor tüm güzelliğiyle... Kumsalındaki zarafet sulara davet eden maviliklerle buluştuğu anda, siz de artık bir nefes alıyorsunuz ‘oh’ hayat bu diye.

Küçük daracık sokaklar aykırı tek bir yapıya sahip olmadan Eski Şehir’in içinden taş binalarla uyumlu yollardan sizi en tepelere Hisar’a kadar çıkarıyor. Tepeden de düzünden de güzel Budva. Gemiler marinada bu güzelliğe renk katan değerini yükselten etkisiyle bir bütün olmuş, her biri Budva’nın bir parçasına dönüşmüş. Krallar plajından, Kraliçeler plajına kadar onlarca plaj var şehri çevreleyen ve hepsi de adı gibi asil ve parıldayan yıldızlar gibi ışıl ışıl...