İtalya


Sokaklar arasında yürümek; turizmden, sanatlar arası bir geçişlilikten öte, çağlar arası bir yolculuğu andırıyor; İtalya’yı görmemek hayata dair yapılacak en büyük haksızlıklardan…

Avrupa’nın en büyük kültürel zenginliği İtalya. Akdeniz’e bir çizmeyle uzayan kıyıları İtalya’yı iklimsel olarak da, insani olarak da bu bölgenin sıcakkanlı ülkesi yapar. Adriyatik’le kendine yarattığı özel kıyıları, Sicilya ile birlikte koç başı misali çizmeyi koruyan bir kale gibi dikilir akınların, dalgaların önüne… Vatikan’ın kutsallık merkezi olarak belirdiği bir ‘ülke içinde ülke’yi görmek, meydanlarıyla büyülenmiş bir mimarinin sadece aşk için inşa edilmiş çeşmelerin gözleri kör ettiği bir dünyada İtalya sokakları tüm duyguları ayağa kaldıran bir atmosfer taşır.

Etna Yanardağı’nın tüm heybetini hissettirdiği topraklar suların çarşaf gibi olduğu sakinliğin ve dinginliğin de adresi aynı zamanda. Venedik'in kanallarından Milano’nun kanallarına oradan göz kamaştıran Katedrali’nden Floransa’nınkine, Napoli’nin Umberto Çarşısı’na; Michelangelo’dan Vivaldi’ye uzanan bir rekabet her şehri birbirinden daha güzel kılan bir yarışma gibi adeta. Her bir şehir birbirine nazire yaparcasına bir estetiğe ve tarihe sahip. Müzikten edebiyata, tiyatrodan operaya kadar İtalya kültürel bir birikim olarak karşımızda. Heykeltıraşların ressamların her bir köşeyi kapsadığı sokaklar gelip geçenler için bir açık hava müzesini andırıyor. Ve İtalya gerçek bir tarihsel müze olarak sanatın tüm alanında tarihin en güzel eserlerini vermiş bir ülke…

İtalya turu için de gerekli olan bilgiler; görülmesi gereken yerleri Venedik, Como, Verona, Roma, Floransa, Sicilya, Toskana, Cinque Terre hakkında bilgilere Popüler Şehirler ve gezi zamanlaması, sağlık, vize bilgileri, para birimi, yemek kültürü ve diğer detaylara Sıkça Sorulan Sorular bölümünden ulaşabilirsiniz.


Venedik

Bir klasiktir bir yere giderken o yerin görülmesi gereken yerlerinin yazılması. Ama yüzün üzerinde adacık üzerine kurulu Venedik bunun dışında olsa gerek. Çünkü görülmesi gereken bir yer değil, şehrin kendisi. Bir bütün olarak Venedik. Sokaklarıyla, adım adım ve yavaş yavaş bir hayat ya da onun yerine belki de bugüne kadar hiç deneyimlemediğimiz bir gondol sefası. ‘Kanal sokaklar’ şehrin içlerine doğru onlarca koluyla her bir araya dolanmış mistik ve büyüleyici bir ortamın öznesi. Vivaldi’nin besteleri o kanaldan bu kafeye, o evden bu saraya yankılanıyor gibi size Dört Mevsimi yaşatıyor. Duygular arası geçiş neşenin, heyecanın, hayranlığın ve hüznün bir parçası gibi dört safhaya bölünmüş adeta. Aşkın kokusu her yerde izini bırakmış Venedik tüm büyüsünü taşıyor yüreklere…

Grand (Büyük) Kanal bir S şeklinde dolandığı şehre imzasını atar. Üzerindeki köprüler artık birer kimlik olmakla birlikte Rialto Köprüsü bir ilk olarak daha bir öndedir. San Marco Meydanı tarihin en önemli meydanlarından olmakla birlikte ona hakim San Marco Bazilikası bir Bizans mimarisi örneğiyle dünyanın en bilinen yapılarından biri olarak parlar… Burası Venedik’in kalbinin attığı yer. Dükler Sarayı, Venedik’in yönetim kademesini oluşturuyor. San Giovanni ve Paolo Kilisesi de şehrin en büyük kiliselerinden. Barok Maria della Salute Bazilikası kubbesiyle yüzlerce tabloya konu olmuş şehrin siluetlerinden… Altın Ev (Ca’ d’Oro) hem mimarisi hem de iç süslemeleriyle onlarca heykele ve sanat eserine ev sahipliği yapıyor. Fenice Tiyatrosu muhteşem ambiyansıyla bizi iki yüz yıl öncesine götüren bir estetiğe sahip. Verdi, Rossini, Stravinski gibi bir çok ünlü operavya ev sahipliği yaparak tarihe işlenmiş değerli bir taş gibidir. Maskelerinizi takın çünkü Venedik festivalleriyle, eğlencesiyle, romantizmiyle sizi rüzgara çağıracak bir güce sahip her zaman…

 

Como

İsviçre’ye komşu, Milano’ya akran bir İtalyan şehri Como. Hemen dağ yamacında Como Gölü’nün yanında konuşlanmış küçük, sessiz, sakin sanki dinlenmek için tecrit edilmiş bir Lombardia Bölgesi. Dünyanın en önemli ipek üreticilerindendir; öyle ki İpek Şehri olarak da bilinir… Ama en çok da gizli sığınak olarak çevre illerin yüksek gelir sınıfından insanların barındığı, saklandığı Como…

Finikülerle çıkılan tepesinden muhteşem bir manzara sizi bekliyor. Tüm Como ayağınızda. Ormanlar ve ileride hemen yanı başınızdaymış gibi duran Alpler her an bir mucize patlayacakmışçasına tetikte bir güzellik. Kayalar üzerine kurulu bir şehir eğer onu dinlerseniz size tüm sırlarını veriyor gibi görünür. Şehirdeyse Katedral tüm ihtişamıyla görünür… Sokaklar arasında gezmek evleri ve kafeleri keşfetmek, kaybolmak Como’da bir keyfe dönüşüyor ama Como Gölü şehrin nefes alan veren bölgesi. Özellikle çıkılan turlarla göreceğiniz küçük yerleşim yerleri, yapılar (Tremezzo Kilisesi) size doğanın bir armağanı gibi görünecek ve iyi ki doğmuşum diyeceksiniz…

 

Verona

Romeo ve Juliet’in aşkının şahidi şehir Verona. Antik Roma’dan Ortaçağ’a uzayan ve bugüne izler bırakan aşkların şehri. Juliet’in balkonu etrafında yeşeren umut ve sıcaklık Piazza delle Erbe’ye ulaşmış bile… Sıcacık meydan çeşmesi ve heykelleriyle tuğla yapılar arasında pazarla birleştiğinde cıvıl cıvıl hareketli bir yer olup çıkıyor. Lamberti Kulesi, tepesinden tüm şehre bakabileceğiniz bir gözetleme mekanı gibi bir 12. yüzyıl ortaçağ çan kulesi. Piazza Del Signori’de ise Dante heykelinin Cahit Sıtkı’ya nazire yaparcasına tam ortada olması bir rastlantı olmasa gerek… Hemen karşıda gösterişli Podesta Sarayı Piazza Bra yine büyük bir meydan olarak görülmeye değer. Arena’nın da bulunduğu alan İtalya’nın en büyük üçüncü büyük amfitiyatrosu olup Verona’nın kimliklerinden biridir. Castelvecchio Kalesi 14. yüzyılda yapılmış şehir surları olarak büyük bir kompleks. Scaligero Köprüsü de Alpler’den gelen Adige Nehri’nin üzerinde kırmızı tuğlalarıyla kalenin bir parçası gibi muhteşem manzarasıyla dikkat çekiyor ya da başka bir köprü Pieta Köprüsü. Nehir şehre müthiş bir etki ve hareket sağlıyor. Duygular suyla beraber akıyor.

Şehrin hemen yakınındaki Demeter’in güzellik iksiri Garda Gölü’ne ayrı bir parantez gerekiyor belki de. Bir buzul gölü olan Garda, İtalya’nın en büyük gölü olarak öne çıkar. Bir tatil yeri olmasının dışında doğal güzellikleriyle ve Brescia, Milano gibi bölgelerin farklı kimliklerini bünyesinde barındıran bir çevre. Disneyland’ın bir başka versiyonu Gardaland de buraya dahil, bir koy etrafında yapılan yelken de. Adını gölden alan Garda Kasabası göl etrafındaki evlerden, yürüyüş yollarına çok keyifli ve huzurlu bir yer. Feribotlarla liman liman dolaşarak gölün tüm etrafını dolaşıyorlar, böylece farklı şehirlerdeki kasabaları da keşfediyorsunuz: Desenzano, Lazise vs. Sirmione’yi diğerlerinden ayrılarak küçük, otantik bir İtalyan kasabasının resmidir adeta. Erguvanlarıyla, balkonlardaki çiçeklerle, kafeler, hediyelik eşyalar, suyun hemen üzerinde kalesiyle, kiliseler ve yamaçlardaki manastırlar, çarşılar ve el işlerine yoğunlaşmış küçük renkli dükkanlar sizi bu sıcak bölgeye mıhlıyor. Garda bir gölün ötesinde arzuların şelale olduğu bir rüya bölgesi. Her şey film gibi.

 

Roma

Bir şehirden öte, Uygarlık Tarihi’nin en önemli dersidir Roma. İki ülkenin başkenti; içinde ülke barındıran devasa bir gelenek... Hukukundan siyasete, askeriyeden yönetim biçimine Roma’nın ağırlığı hissedilir derecede fazladır İtalya üzerinde. Kolezyum bu ağırlığın binyıllar öncesinden somut göstergesi. Halk için ve aslen imparatorlar için yapılan eğlenceler, ama en çok da gladyatörler buranın kahramanlarıdır. Diğer yanıyla karşıt yüzüyle aşıklar şehri hatta inançlar dünyasıdır tarihte. Aşk da bir inanç mıdır Roma’da? Plazzo Poli’nin hemen yanı başındaki Aşk Çeşmesi (Trevi Çeşmesi) bunun kanıtı belki de, hatta ibadethanesi… Poseidon, Demeter ve Hgieia’nın şahitliğinde insanlar arkalarını dönerek dileklerinin gerçekleşmesi için havuza para atarlar. Yalansa, Bocca della Verita’da (Gerçeğin Ağzı) test edilir tıpkı aşk gibi…

Şehrin ana damarı Tiber Nehri’nin böldüğü şehir köprülerle bir araya getirilmeye çalışılır; Pantheon binası da en iyi korunmuş yapılardan biri olarak tüm tanrıların tapınağı olarak Pagan kültüründen bugünün Hıristiyan kültürüne bir köprü vazifesi görür. San Pietro işte böylesi bir temasın Papa’nın törenlerini yaptığı, vaazlarını gerçekleştirdiği ortasında dikilitaşıyla inanılmaz meydan. Uzaya bir işaret, bir mesaj gibi… Çizimlerini Michelangelo’nun yaptığı kubbesinin tüm şehirden göründüğü ikonik  devasa San Pietro Bazilikası da orada tüm heybetiyle karşımızda. Balkonundan tüm şehri görebildiğimiz açı sizi şehre bir kez daha tutsak kılacak denli sonsuz.  

 

Floransa

Avrupa’nın yeniden doğduğu kent Floransa; Rönesansın başkenti. Yeniliklerin başlangıcı, sanatın doruk noktası. İşte Floransa bu geleneğin hala en büyük temsilcisi. Sokaklarından binalarına, müzelerinden içindeki eserlere kadar sokağın her bir noktasında bulunan heykeller, sanat eserleri size tarihin tüm aşamalarını bir retrospektif olarak gösterecek; Da Vinci ve Michelangelo gibi büyük isimlerin geçtiği sokaklardan soluduğu havadan kendinize çekebilmek için yüzyıllar öncesinin aynı ambiyansında siz de yer alabilir, sanatı en derinlerinize kadar içinize çekebilirsiniz…

Signoria Meydanı bir başlangıç adası olsun. Deniz tanrısı Neptün Havuzu ve heykeliyle birlikte meydanı sarsan diğer heykel ünlü Michelangelo’nun Davud Heykeli’nin kopyasıdır. Orijinalinin bulunduğu Galeria Della Accademia ise Botticelli gibi diğer büyük sanatçılarla birlikte ortaçağın en önemli eserlerine ev sahipliği yapar. Uffizi Müzesi’yse yüzlerce müze içinden en bilinen en büyüklerinden biri. Şimdi kulaklığınızı takın ve arkanıza yaslanın zamanda yolculuk bu müzeyle gerçekleşecek. Michelangelo, Caravaggio, Rafaello hepsi karşınızda… Osmanlı Padişahları’nın bir dönem yaptıkları resimlerin olduğu müze geniş bir zamanı da barındırıyor…  Floransa’nın siluetini belirleyen en önemli eserlerin başında gelen Santa Maria del Fiore dünyanın en büyük katedrallerinden biri olarak rönesansın ilk eserlerinden sayılır. Çan Kulesi’yle birlikte devasa bir blok olarak ince bir işçilik kendini bir ibadethane dışında bir sanat eserine dönüştürüyor. Medicilerin Sarayı bugün gündelik hayata entegre bir yönetim binası. Arno Nehri’nin, geçerken hayat verdiği Floransa, geçmişi geleceğe bağlıyor gibidir. Çevresi nehir boyunca bir fotoğraf sergisi gibidir. Ponte Vecchio ise nehir üzerinde içine evler döşenmiş gibi duran küçücük dükkanlarıyla çok katlı bir geleneksel alışveriş dünyasını sunuyor. Zamanlar arası geçişin bir başlangıç noktası Floransa…

 

Sicilya

Messina Boğazı’yla İtalya’dan ayrılan özerk bir ada Sicilya. Mario Puzo’nun 'Sicilyalı' ve 'Baba' romanlarının esin kaynağı ve mafya kavramının çıkış noktası olarak bilinen Akdeniz’in en büyük adası. Aktif yanardağ Etna’nın bulunduğu, bulunmakla kalmayıp sadece görüntüsüyle bile yarattığı büyük etkiyle tüm adayı sarıp sarmalayan güç sembolü… Tıpkı şehir gibi, patladı patlayacak… Monte Pelligrino, şehrin gücünün görülebileceği tepeden aşağıya, soldan sağa en güzel yer.

Corleone Kasabası size Puzo’nun ilhamını açacak kapının anahtarını verirken; Taormina ise surları ve Messina Kapısı’yla görülmeye değer. Porta Nuova ve Porta Felice şehre girmenin en güzel tarifi. Palermo’daki içi mozaiklerle kaplı Katedral göz kamaştıran Arap-Norman mimarisinin güzelliğiyle tam karşımızda… Massimo Tiyatrosu meşhur merdivenleri ve faytonlarıyla neo-klasik mimarinin en güzel örneklerinden. Garibaldi Meydanı ve tiyatrosu da aynı şekilde her daim hareketli Palermo’nun merkezi. Utanç Meydanı çıplak heykellerin verdiği anlamla çoğalan ve çeşmesi, heykelleriyle, kiliselerle ve belediye binasıyla birlikte tarihin en sanatsal meydanlarından birini oluştururlar… Fenikeliler’in keşfi Cefalu ise küçük bir balıkçı kasabası olarak öne çıkar; dalgalara karşı bir nefes Akdeniz’in tüm ruhu içinize işleyecek. Kayalara kurulu evler herkese tepeden bakan bir halkın ifadesi olsa gerek; renklerse çok kültürlülüğün. Mondello havayı soluyanlara ek, suyu da tatmak isteyenler için ideal bir bölge… Etrafındaki küçük adaların –kimisi aktif yanardağ olan- her biri Sicilya’nın tümünün keşif için görülesi mekanları barındıyorlar.

 

Toskana

Toskana deyince aklımıza ilk olarak bölgenin ucu bucağı yokmuş gibi görünen üzüm bağları gelse de, bölgede üzüm bağlarından daha fazla görülecek şey ve yerel şaraptan daha fazla tadılacak lezzet saklıdır…

Surlar içinde yer alan mini kasabaları, Arnavut kaldırım sokakları, kaleleri, kuleleri, ufak ve sevimli meydanları, taş binaları ile Toskana’da, hangi mevsimde giderseniz gidin kendinizi sıcacık bir yerde hissedeceksiniz.

Ortaçağ’dan beri varlıklarını sürdüren bu güzel kasabaları gezerken, dünyaca ünlü Chianti bölgesine uğrayıp, üzüm bağları arasında biraz mola verebilirsiniz…

 

Cinque Terre

İtalyan Rivierası’nın engebeli sahillerden kurulan birbirinden güzel ve 5 köyün bulunduğu bölge İtalya’nın birçok hazinesinden birisidir. Bu nedenle Cinque Terre İtalyancada “beş köy” UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır . Monterosso al Mare, Vernazza, Corniglia, Manarola, ve Riomaggiore köyleri arazininde çok uygun olmaması sebebi ile çok fazla gelişemiz ama tarihi dokusunu fazlasıyla korumuştur.

Her köy kendine has özelliği ile inci gibi sıralanmış sahil şeridine. Formda olan turistler bir köyden bir köye yürüyerek giderken, diğerleri tren ile kolaylıkla ulaşabiliyor.  

- İtalya Turu İçin Gezi Zamanlaması

İtalya'yı ziyaret etmek için en iyi zaman, sıcaklığın rahat olduğu ve daha az kalabalığın olduğu ilkbahar (Mart-Mayıs) ve sonbahardır (Eylül-Kasım).

Nisan ayı başındaki kır çiçekleri ve Haziran ayı sonuna kadar yükselen sıcaklıklar gerçek bir çekicidir. Ekim ayından itibaren yaz sıcağı azalır, üzüm hasadı tüm hızıyla devam eder ve şehirler gezi için daha sessizdir.

Güneydeki sıcaklıklar kışın ılık kalır. Sezon dışı olmasına ve bazı ilgi çekici yerlerin sınırlı açılış saatlerine sahip olmasına rağmen, ülkenin birçok tarihi mekanını keşfetmek için hala keyifli bir zaman. Kuzey İtalya'daki kışlar ise normalde ıslak ve soğuktur.

Temmuz ve Ağustos yaz aylarında daha yüksek sıcaklıklar görülür ve ziyaretçi sayısı zirveye ulaşır. Fiyatlar da daha yüksek.

 

- İtalya Turu İçin Vize Bilgileri

Schengen Bölgesi’ne mensup ülkelerdendir. Umuma Mahsus Pasaport (Bordo Pasaport) hamilleri vizeye tabidir. Diplomatik, Hizmet ve Hususi Pasaport hamilleri ise anılan ülkeye yapacakları seyahatlerinde vizeden muaftır.

 

- Uçuş Süreleri

İstanbul ile, ülkenin başkenti olan Roma arası uçuş süresi yaklaşık olarak 2 saat 40 dakikadır. Ülkenin kuzeyindeki Milano'ya olan uçuş süresi yaklaşık 3 saat, güneydeki şehir Napoli'ye uçuş süresi ise yaklaşık olarak 2 saat 20 dakikadır. İstanbul - Bologna 2 saat 45 dakika, İstanbul - Venedik ise 2 saat 35 dakikadır.

 

- İtalya'nın Para Birimi

İtalya Euro Bölgesi ülkelerindendir. Seyahatiniz için yanınıza Euro almanızı ve bunun ufak birimlerini yanınızda bulundurmanızı öneririz.

 

- İtalya ile Saat Farkımız

Türkiye ile İtalya arasında -1 saat fark bulunmaktadır. Türkiye’de saat 12.00 iken İtalya’da 11.00'dir.

 

- İtalya'da Telefon Kullanımı

Tüm cep telefonu operatörleri, hattınız uluslararası dolaşıma açıksa kullanılabilmektedir.

 

- İtalya Gezisi İçin Alınabilecek Kıyafet ve Gerekli Eşyalar

Yanınıza kolayca giyip çıkarabileceğiniz tişörtler, gömlekler, pamuklu pantolonlar, kazaklar, rahat yürüyüş ayakkabıları ve bir mont almanızı öneririz. Yağmur ihtimaline karşı bir yağmurluk ve şemsiye de getirebilirsiniz. Bunun dışında şapka, güneş gözlüğü, güneş kremi, olası gürültüye karşı kulak tıkacı, fotoğraf makinesi, video kamera ve bunların şarj aletleri ve yedek hafıza kartları da getirebilirsiniz.

 

- İtalya'da Yemek Kültürü

İtalya Akdeniz Mutfağının en iyi örneklerini bulabileceğiniz, Türk damak tadına son derece benzer bir yemek kültürüne sahiptir. Muhteşem  peynirleri, zeytinyağı sofralardan eksik olmaz ve sizin de yemeklerinizde bunları denemenizi öneriyoruz.

 

- İtalya'da Elektrik

İtalya’da elektrik 220/230 volttur ve C tipi ikili ince yuvarlak ve F tipi ikili kalın yuvarlak prizler kullanılmaktadır. Prizlerin örnekleri http://localti.me/rome-italy sitesinden görülebilir.

 

- İtalya'da Alışveriş

İtalya rahatlıkla bir alışveriş cenneti olarak adlandırılabilir. Özellikle Venedik’te San Marco Meydanı civarında birçok dünya markasına ait marka bulunabilir. Ayrıca hediyelik eşya dükkânları da yine aynı bölgede hizmet vermektedir.

 

Önemli Not

*Pasaport sürelerinin, İtalya turu veya turları bitiş tarihinden itibaren en az 6 ay geçerliliğinin bulunması ve en az iki boş sayfanın olması gerekmektedir.*