İskoçya


Birleşik Krallığın dört atlısından biri. Yükseklerden (Highlander) aşağılara, William Wallace’tan bugün referandumla bağımsızlığı reddeden bir kadim coğrafyanın kültürel tarihi var ardında.

Ortaçağ geleneklerinin sürdüğü topraklarda bugün sokaklar hala o günleri yaşıyor gibidir. Bozulmamış dokusuyla St. Mungo Katedrali dev bir tarih olarak karşımızda. Ve çevresi, izleri takip eden heykellerle aydınlatır tarihi. Dinlerin kavuştuğu bir merkez burası; Necropolis ya da Ölüler Şehri tepenin ardından bakan Victorian dönemin son durağı... Onlarca şato ve kilisesiyle doğal bir film seti belirir; korumak tıpkı tarihi önemiyle ders kitaplarına geçen kaleleri gibi bu topraklara özgü olsa gerek... Holyrood Sarayı bu yapılardan biri. Mary Stuart’a da ev sahipliği yapan saray volkanik bir bölge olmasının yanında arkeolojik zenginliğiyle adeta bilimsel muhteşem güzellikteki parktır...

Dağların ardındaki okyanusların arasında kalmış yemyeşil ve masmavi bir doğanın tertemiz doğasında bir nefesten ötesi İskoçya. Coe Vadisi ve Cesur Yürekler’in muhteşem doğa harikası Lomond Gölü ile Stirling Kalesi bizi bildiğimiz ‘özgür insanların savaştığı’ topraklarla tanıştırıyor. Ness Gölü, Urquhart Kalesi tüyleri diken diken eden efsaneleriyle zamanlar arasında bir yolculuk. Farklı renklerde ve desenlerde kiltleriyle, bize yabancı olmayan gaydanın yürekleri delen sesi bir arada... Viskinin sadece bir içki olmadığı, özellikle festivalleriyle Edinburgh ve daha sakin zamanlarıyla Glasgow’da hayat her anı yaşanılası her yeri görülesi bir zenginlik taşıyor....

İskoçya turu için de gerekli olan bilgiler; görülmesi gereken yerleri Glasgow, Inverness, Edinburgh hakkında bilgilere Popüler Şehirler ve gezi zamanlaması, sağlık, vize bilgileri, para birimi, yemek kültürü ve diğer detaylara Sıkça Sorulan Sorular bölümünden ulaşabilirsiniz.