Hindistan


Gandhi’nin önderliğinde ve Ganj’ın arındırdığı ruhlarda gezinen ülke Hindistan...

Gandhi’nin barış ve özgürlük kokan şiddetsiz bir dünya hülyasının insan için yeşerdiği topraklar Hindistan. Ganj’ın tüm ülkeye hayat verdiği tüm büyük dinlerin temsiliyetinde 4500 yıllık koskoca bir coğrafya. Felsefe, mitoloji ve edebiyat alanlarının evrenine Bollywood’u da katarak gerek ekonomik gerekse de kültürel dinamikleriyle her daim güçlü bir geleneğin federal cumhuriyeti... Hala varlığıyla bu kültürün büyük etkeni olan kast sistemi ülkenin damarlarına işleyen yegane unsur... 400’ün üzerinde dilin yaşam bulduğu coğrafya çok kültürlü yapısıyla Muson yağmurlarının zenginliği gibi tüm ülkenin üzerine yağar gibidir... Her daim var olan farklı bayram ve kutlamalar sürekli bir şenlik havasını ülkede canlı tutar.

Tac Mahal ise tüm zamanların en önemli eserlerinden biri olarak Hindistan’ın sembol figürlerinden biridir. Hemen karşısındaki ve Şah Cihan’ın ömrünün son yıllarını oğlu tarafından kapatılarak geçirdiği Agra Kalesi de Hindistan’ın sembol yapılarından. Ganj’a yeniden dünyaya gelmek üzere atılan küllerse bir uygarlığın dini ve kültürel boyutunun dışında Hindistan’ın kendisini anlatan en değerli hazine gibi dağılır sulara...  

Hindistan turu için de gerekli olan bilgiler; görülmesi gereken yerleri, Delhi, Agra, Jaipur, Varanasi, Goa, Kerala, Udaipur, Rajastan, Keoladeo Ghana Ulusal Parkı, Palpur Kuno Vahşi Doğa Cenneti, Ranthambhore Ulusal Parkı, Sariska Kaplan Rezervi hakkında bilgilere Popüler Şehirler ve gezi zamanlaması, sağlık, vize bilgileri, para birimi, yemek kültürü ve diğer detaylara Sıkça Sorulan Sorular bölümünden ulaşabilirsiniz.


Delhi

Köklü geçmişiyle Eskinin ve modern olanla Yeni’nin etkileyici bir buluşması başkent Delhi. Kozmopolit yapısının verdiği zenginlik kültür ve dinlerin buluştuğu eşit bir zemin. Kızıl Kale’den Keşmir Kapısı’na kadar devam eden Eski Delhi, Chandi Chowk Caddesi’yle renklenir, hareket saçar... Narin ve kutsal addedilen Lotus çiçeğinin ilhamıyla yapılmış Bahai Tapınağı ise dünyadaki yedi tapınaktan birisi olarak en önemlilerindendir...

Humayu Kabri ya da Hindistan’ın en uzun minaresiyle Kutub Minar İslam motiflerinin en iyi uygulamalarından biri; Şah Cihan’ın yaptırdığı adını taşlarından alan Kızıl Kale; Mungal Bahçeleri ya da İngilizler tarafından yapılan Parlamento binası; Rashtrapati Bhavan Sarayı ile Akshardham Sarayı da bu karma kültürün en değerli mimarilerini oluşturuyorlar... Cuma Camii’nin devasa büyüklüğü ile Nehru Müzesi ve ardından Gandhi Müzesi’yle Gandhi’nin yakıldığı evrensel simge haline gelen Raj Ghat tüm şehrin ve belki de ülkenin kimliklerini oluşturan yapıların en anlamlılarından... Barış’a dair her şeyin söylendiği ancak pasif direnişle anlam kazandığı yerlerden Delhi...

 

Agra

Kökü Babür’e değen İmparatorluğun en değerli şehri Agra. Bir başkent. Yamuna Nehri kıyısında yer alan tarihi şehir Tac Mahal’le taçlanır. Şah Cihan’ın eşi için yaptırdığı dünya harikası yapı tüm zamanların en önemli eserlerinden sayılmasının yanında 21 yıllık inşasıyla da bir rekorun temsilcisi aynı zamanda. Bahçeleri, mimarisi ve yapısı sırasında kullanılan taşlar göz kamaştıran bir güzelliğe sahip. Tam karşısında yer alan Agra Kalesi askeri amacının ardından saray olarak da kullanılması ve Şah Cihan’ın son yıllarında oğlu tarafından hapis hayatına mahkum edilmesiyle tarihi bir öneme sahip... 

Mahabharata’da Cennet olarak bahsedilen Agra, UNESCO’nun Dünya Mirası listesindeki en baş kentlerden biri... Fatehpur da bu unvana katkı yapan, Hindu, Jain ve İslam mimarisi ile kültürünü taşıyan, onun çok kültürlü zemininde yaşama yaşam katan felsefesiyle en özellikli yerlerden biri... Agra tarihin derinliklerinden bugüne taşınan ve o karma yapısını halen taşıyan sokaklarıyla müthiş bir şehir...

 

Jaipur

Hindistan’ın en büyüleyici en göz kamaştırıcı şehirlerinden biri, nam-ı diğer Pembe şehir... 18. Yüzyıla ait geçmişi sanki insanlık tarihiyle yaşıt izlenimi verir. Delhi ve Agra’yla birlikte Altın Üçgen olarak adlandırılan yerde bulunur. Hindu ve İslam mimarisiyle bezeli Amber Kalesi, fil sırtında bir yolculuğun ardından sütunları ve geçitleriyle müthiş bir ambiyans yaratır... Bir saray kompleksi içerisinde yer alan Hawa Mahal kelimelere dökülemeyecek bir şaheser olarak Moğol ve Hint kültürünün özellikleriyle inşa edilmiş bir ‘Rüzgarlar Sarayı’dır.

Bir gözlem evi olarak inşa edilmiş Jantar Mantar, zamanı ve göğün sırlarını çözmek için Mahara Jai Singh tarafından yaptırılmış bir ‘bilim yapısı’ görülmeye değer... Modern tapınaklardan Shri Narayan ya da Mihrace’nin yazlık saray olarak kullandığı Jal Mahal de bu pembe şehrin özellikli yapılarından...  Ancak Mihrace Sarayı görkemli mimarisinin yanında dönem kıyafetleri, silahları ve Mihrace’nin İngiltere Seyahati sırasında yanında taşıdığı ünlü su tankı da bir dönemin tarihini ve yaşam biçimini göstermesi ve anlatması açısından diğerlerinden ayrılır... 

 

Varanasi

Ganj Nehri’nin kıyısına kurulu ölüm ile yaşamın buluştuğu kutsal şehir Varanasi. Geleneksel Hindu kültürünün merkezi olarak görülen şehir bu nedenle bir hac merkezi olarak görülür ve tüm Hinduların günahlarından arınmak için Tanrı Shiva’ya yani Varanasi’nin koruyucusuna sığındığı yerdir bu topraklar... Ölümden sonra yakılıp Ganj’a kavuşmak isteyen Hindular bir arınma biçimi olarak görürler nehri... Ve illa ki görmek gerekir Ganj’daki sabah ayinlerini...

Binlerce inanışın sembolleri tanrılar dört bir yandan sararlar Varanasi’yi... Yeniden diriliş; dileklerin gerçekleşmesi; şans; kader vs gibi bir çok inanışa ait değerleri yansıtan tapınaklar Hindu inancının ve devamında Hindistan’ın da sembolleri haline gelir... Bunlardan en bilinenleri çevresindeki çok sayıdaki maymun dolayısıyla Maymun ya da Durga Tapınağı; ardından Vishwanat Tapınağı; Tanrı Hanuman’a adanan yani acılardan kurtulmaya adanan Sankat Mochan; Tulsi Manas... vs. derken Ana Hindistan’a atfedilen tek tapınak olarak Bharat Mata... Hepsi bir arzuyu bir derdi bir tasayı ya da mutluluğu temsil ediyorlar... Tıpkı tarihinden, inanışlarından ve geleneklerinden izler taşıyan ipek kumaşları, desenleri ve yaratılış efsaneleri gibi Varanasi tüm hepsine yataklık ediyor...

 

Goa

Tanrı Vishnu’nun ateşli okunu gönderip yeri cennete çeviren muhteşem ada Goa... Bombay’ın güneyinde Vasco de Gama’nın adaya gelişiyle Portekiz sömürgesi olan ve insanlık tarihinin en eski bölgelerinden biri... Üst Paleolitik ve Mezolitik dönemden kalma mağara resimleri dahi hala insanı şaşırtacak kadar canlı; sömürge döneminden kalan bazilikalar ya da Katolik kiliselerin ihtişamlı yapıları adanın sahip olduğu kültürün ve inanç dünyasının ifadesi; tıpkı ülkede kutsal ve özel bir yere sahip ineklerin her yerde olan doğası gibi...

Muson ikliminin tipik örneklerinden olup bir anlamıyla gidilecek tarihleri de işaret eden bir ada Goa... Kilometrelerce plajıyla uçsuz bucaksız okyanusuna meydan okuyan Goa, muhteşem bir eğlencenin de işaretlerini barındırıyor. 70’li yılların ‘Hippi’lerinin mekanı olan ve halen ‘Chill in Goa’ mottosunun en belirgin özelliği olarak dinlenme ve eğlencenin merkezi şeklinde öne çıkıyor. Dünyaca ünlü gece ve gündüz partilerinin 24 saat boyunca aralıksız sürdüğü rüya ve cennet bir ada burası... Yüzlerce tropik kuşun gölgesinde ve onlarca tür dünya ülke mutfaklarından örneklerle deniz ürünlerinin muhteşem ziyafetinde, Goa’da buluşmak eşine ender rastlanan deneyimlerden...

 

Kerala

Batı’da Arap Denizi ve 44 Nehrin çevrelediği bir bölge Kerala. Yemyeşil ve puslu şelaleleriyle bir doğa harikası olan bölge, su dünyasının ve kültürünün de merkezi gibi. Buna şahit olmak için Chinesenet denilen büyük balık ağ ve olta karışımı mekanizmalarla balıkçılık dünyasının kazandırdığı görsel etkiyi hissetmek önemli... Ya da Kerala Arka Suları üzerinde yapılan tekne gezileri... Keza Hindistan’ın en uzun ömürlü insanlarının yaşadığı ve okuma yazma oranının en yüksek olduğu bölgenin Kerala olması da rastlantı olmasa gerek. Bunun için buraya özgü Hindistan cevizi ve muzlar da birer panzehir niteliğinde...

Diğer yandan inanışlar dünyasında da bir arada yaşamın iyi örneklerinden. Dinler buluşmasına tanık olabileceğiniz, Hindu tapınakları, camiler ve kiliselerin yan yana durabildiği bir hoşgörü eyaleti... Uçsuz bucaksız pirinç tarlaları eşliğinde şehrin doğal bitki örtüsü olan palmiyelerin gölgesinde huzurun ve mutluluğun harikası Kerala...

 

Udaipur

Rajastan bölgesinin duygu yüklü en romantik şehri Udaipur... Göller şehri olarak da bilinen ve bu nedenle doğunun Venedik’i olarak nitelenen güzeller güzeli şehir... Kentin önemli bir parçası olarak saraylar şehre kimliğini ve siluetini veren görsel bir şov gibi; Şehir Sarayı, Jagmandir Adası Sarayı, Mansoon Sarayı... Mihracelerin varlığının ispatı gibi her biri... Pichola Gölü’nün tepesinden bakan Moğol mimarisinde muhteşem Şehir Sarayı kentin en büyüğü olarak ve tepeden bakarak şehri kontrolünde tutan en önemlisi...

Jagdish Tapınağı’ndaki ayinlerle müzikler bu şehrin en otantik kısmına dair şehir kültürünün birer unsuru. Sheetal Nethji Tapınağı en eski tapınak olarak cam işlerinin kusursuzluğuyla görülmezse olmaz yerlerden... Ve gündelik yaşamla var olan zıtların birliği Udaipur’u da Hindistan’ın özel parçalarından biri haline getiriyor...

 

Rajastan

Mihraceler diyarı olarak nitelenen en büyük eyalet Rajastan; bir krallar bölgesi... Thar Çölü ve Aravalli Dağları ile çevrili ulusal parkları ve vahşi doğasıyla rezervleri buluşturan koskocaman bir coğrafya... Ulusal Çöl Parkı ile çölün farklı faunasına ve muhteşem ekosisteminin zenginliğine şahit olunacak tarifi imkansız bir deneyim... Vahşi doğanın en güzel, en ender koruma altına alınan türlerinin barındığı merkezler, devasa alanlarıyla büyük bir ülke gibi adeta...

Folkloru ve çok renkli kültürüyle tüm renkleri bünyesinde toplayan, özellikle içerisinde özgür gezen fareleriyle, farelerin kutsallığına inanılan Karni Mata Tapınağı’yla binlerce inananı ve turisti kendine çeken, kendine bağlayan başka yerde deneyimlenemeyecek inanılmaz bir manzara Rajastan’da sizi bekliyor olacak... Hayvan ve insan ilişkisinin, inanç ve tapınç noktasında bir üst kademede değerlendirildiği bölge tüm ihtişamı ve zenginliğiyle hazır ve nazır keşfedilmeyi bekliyor...

 

Keoladeo Ghana Ulusal Parkı

Adını Tanrı Shiva'ya atfen Hindu Tapınağı’ndan alan Kealadeo Ghana Ulusal Parkı eşine ender rastlanan bir doğa cenneti. Rajastan Bölgesi’nin Bharatpur kentinde ve Agra’nın hemen 50 km batısında yer alan 1982 yılında ulusal park ilan edilerek turizme açılmış sahadır. 1985 yılında da Dünya Mirası listesine alınan Keoladeo Ghana aynı zamanda Bharatpur Kuş Cenneti olarak da adlandırılır.

Kuşların göç yolları üzerinde olması dolayısıyla binlerce kuşun ve yüzlerce türün de uğrak yeri olan ulusal park, belki de hiç görmediğiniz türleri görme imkanını doğuracak. Doğal ortamlarında birbirleriyle iletişim halinde rengarenk dünyanın kapılarını yıl içinde 100 binin üzerinde turiste açan park, görmeden geçilmeyecek bir bio çeşitlilik sunar. Ancak bunun dışında da balık türleri, yılan ve kaplumbağalar çeşitlik açısından parkın en dikkat çeken çeşitleri...

 

Palpur Kuno Vahşi Doğa Cenneti

Gerçek bir vahşi doğadan söz ediyoruz Palpur Kuno’dan bahsederken... Büyük bir alanın içinde gerçek bir yaşam alanının sağlandığı etkileşim içinde gerçek bir cennet. Adını parkın ortasından geçen Kuno Nehri’nden alan Palpur Kuno, nehrin de bir yaşam kaynağı vazifesi gördüğü doğal parkın en güzel zenginliklerinden... Birçok ama sadece bu bölgeye ait hayvanlara yani chinkara (Hint ceylanı), nilgai (antilop) ya da sambar gibi geyik türlerine rastlamak mümkünken diğer yandan maymun, kurt, Bengal Kaplanı ve leopar gibi birçok türü de dört bir yanda gözlemlemek mümkün...      

Ama bu parkı da özellikli kılan Asya Kaplanı. Zenginliklerden en özellikli olanı adeta. Çünkü soyu giderek tükenmekte olan Asya Kaplanı’nın koruma altına alındığı, doğal üremesinin ve neslinin devamının sağlandığı yer olarak dünyanın gözünün buraya dikilmesine sebep yerlerden... Mutlaka görülmesi ve belki de ibret alınması gereken çabalardan biri Palpur Kuno...

 

Ranthambhore Ulusal Parkı

Yaklaşık 400 km2’lik bir alanla Kuzey Hindistan’ın en büyük parklarından biri... Rajastan bölgesinin güneydoğusunda yer alan park Chambal ve Bana nehirleriyle çevrelenmiş tam bir doğa alanı... Bir safari deryası adeta... Öyle ki 1973 yılında itibaren de bir kaplan rezervi olarak adlandırılıyor. Bir kaplanın görülebileceği, izlenebileceği en güzel, en doğal yerlerden biri burası...  

Yüzlerce hayvan türünün, ama özellikle göç yolları üzerinde olduğu için yüzlerce çeşit kuşun ve ağaç türünün ev sahipliğinde, park müthiş doğal bir yaşam alanı oluşturur. Bu bölge canlıları Hint ceylanı, antilop, geyik, çakal gibi türler için de geçerli bir vahşi yaşam kuralı... Fotoğrafçılar için de inanılmaz enstantanelerin bulunduğu, dünyanın en güzel karelerini yakalayabilecekleri, en renkli hayatlarını dondurabilecekleri bir imkanın adı Ranthambhore...

 

Sariska Kaplan Rezervi

Rajastan bölgesinin Alwar kesiminde yer alan Sariska Kaplan Rezervi 1955 yılına dek bir avlanma sahası olarak görülürken bu tarihten sonra bir vahşi doğa rezervi olarak tarihe geçer. Ardından yetmişli yılların sonuna doğru da Kaplan Rezervi olarak Kaplanların koruma altına alındığı yer olarak adlandırılır. Buna göre Bengal Kaplanından leoparlara büyük ve vahşi kedilerin gölgesinde dört boynuzlu antiloplar, altın çakal türleri rezervin en özellikli türleri olarak öne çıkar.

Doğal alan dışında tarihi mimarilere ev sahipliği yapmasıyla ayrışan alan 17. yüzyıldan kalma ve Jai Singh II tarafından inşa ettirilen Kankwadi Kalesi’yle de görülmeye değerdir. Son zamanlarda kaplanların tükendiğine dair haberlerin çıkmasına rağmen yeni yaşam alanları kurularak bu zaaf giderilmeye çalışılmış, halen çeşitliliğin sağlanması için çabalar gözle görünür biçimde artmıştır. Ancak Sariska Rezervi bir bütün olarak doğanın ve hayatın yeniden kurulduğu türlerin her seferinde yeniden dirildiği, özellikli, mutlaka görülmesi gereken en güzel alanlardan biri olarak öne çıkanlardan... 

- Hindistan Turu İçin Dikkat Edilmesi Gereken Sağlık Konuları
Ülkeye girişlerde Türk vatandaşlarına herhangi bir aşı zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak Sarı Humma olan ülkelerden Hindistan'a giriş yapılacak ise, ülkenin gümrüğünde sizlerden sarı humma aşısı olduğunuza dahi sertifika isterler. Eğer maceracı bir yemek yeme alışkanlığınız var ve sokaklarda açıkta satılan yiyeceklerden yiyorsanız; kesinlikle kapalı şişe suyu tüketmenizi, buz, süt ve süt ürünlerinden kaçınmanızı, iyi pişirildiğine emin olduğunuz et, tavuk ve balık ürünleri tüketmenizi, meyve ve sebzelerin iyi yıkanmış olmasından emin olunması, meyvelerin kabuğunun soyulduktan sonra yenmesini tavsiye ederiz.​

- Hindistan Turu İçin Vize Bilgileri
Hindistan, Diplomatik pasaport dışında kalan üç pasaport tipine vize uygulamaktadır.

 

- Hindistan Turu İçin Gezi Zamanlaması
Hindistan'da sıcak, yağışlı(muson) ve serin olmak üzere üç sezon bulunuyor ve bunlar yıl içinde ülkenin kuzeyinden güneyine çeşitlilik gösteriyor. Hindistan için en iyi seyahat dönemi Ekim'den Şubat sonuna kadar olan sezondur. Güney bölgelerde Şubat ayı ortalama sıcaklıkları gündüzleri 30 derece civarında, geceleri ise 17 derece civarındadır.

 

- Uçuş Süreleri
İstanbul ile, ülkenin başkenti olan Delhi arası uçuş süresi; yaklaşık olarak 5 saat 55 dakikadır. 

 

- Hindistan'ın Para Birimi
Para birimleri Hint Rupisi’dir. Dolar ve Euro kolayca değiştirilebiliyor. Kredi kartı kullanımı da oldukça yaygın olmakla beraber kredi kart dolandırıcılığına karşı dikkatli olunmalıdır.

 

- Hindistan ile Saat Farkımız

Türkiye ile Hindistan arasında +3,5 saat fark bulunmaktadır. Türkiye’de saat 12.00 iken Hindistan’da saat 15.30’dur.

 

- Hindistan'ın Yemek Kültürü
Hindistan Mutfağı bizim damak zevkimize yakındır. Asla açıkta satılan yiyecekleri ve musluktan akan suyu tüketmemeliyiz.

 

- Hindistan'da Alışveriş
Hindistan'dan mücevherler, çeşitli kumaşlar, çay ve baharatlar satın alabilirsiniz.

 

- Hindistan'da Sosyal Yaşam

Hindistan’ın hemen her yerinde 2008 itibariyle sigara içmek yasak. Bu yasağı halka açık yerler, oteller, restoranlar ve barlar da kapsıyor. Bu kuralı ihlal eden biri oldukça sert cezalarla karşılaşabiliyor.

Dar ve kısa giysiler istenmeyen ve hoşlanılmayan bir izlenim yaratıyor ve yerel hassasiyete uygun bulunmuyor. Aşırı samimi ve yakın davranışlar uygunsuz davranışlar olarak kabul ediliyor. Dini yapılara ve bölgelere olan gezilerde temiz tertipli, kapalı, dar olmayan mütevazi giysiler tercih edilmesi gerekiyor. Kısa şortlar ve yelekler hoş karşılanmıyor.

Bir tapınağa veya camiye girerken ayakkabıların kesinlikle çıkarılması gerekiyor. Yanınızda bir çift çorap bulundurmak sıcak taşlara basabilmek adına oldukça işe yarıyor. Buda türbelerinde  ve tapınaklarında dua tekerleğinin saat yönünde çevrilmesi gerekiyor. Sikh gurudwara’larda, bir mendille de olsa herkes başını örtmek zorunda.

Askeri ve devlet binalarının ve içindeki herhangi bir şeyin fotoğrafını çekmek yasak. Bunların yanında köprülerin kanalların ve buna benzer stratejik önem taşıyan her şeyin fotoğrafını çekmekten kaçınmalıyız. Fotoğrafını çekmeden önce insanlardan izin almak oldukça önemli.